Ekonomi

Filistin Devlet Başkanı Abbas, Meclis’e hitap etti: “Gazze’ye gitme kararı aldım”

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde şeref konuğu olarak milletvekillerine seslendi.

TBMM Genel Kurulu’nda “Filistin” konulu olağanüstü toplantı, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın katılımıyla başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Genel Kurul Salonunda oturuma katıldı. Oturum, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş’un konuşmasıyla açıldı.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, açılış konuşmasında şunları söyledi:

“On yıllar boyunca Filistin topraklarında her türlü zulme maruz kalan, şehit edilen, işkenceye uğrayan ama buna karşılık mücadeleden vazgeçmeyen ve direnen bütün büyük mücahitleri saygıyla anıyorum.

Yaser Arafat’ı ve Şeyh Ahmed Yasin’in şahsın büyük mücadelelerini şükranla minnetle anıyorum.

Ayrıca 8 Ekim’den bu yana sayıları 40 bini aşmış bulunan Gazze şehitlerinin her birisini saygıyla yad ediyorum. Masum insanların hayattan koparılışını izleyen dünyayı da bir kere daha sorumluluk almaya davet ediyoruz.

Gazze’nin seçilmiş ilk Başbakanı İsmail Haniyye’nin şahsında bütün şehitleri minnetle yad ediyorum. İnsanlık tarihine geçen tavrı, 3 çocuğu ve 4 torunu şehit edildikten sonra göstermiş olduğu metanetidir. ‘Benim evlatlarımın ve torunlarımın kanı Filistinli çocukların ve kadınlarının kanından daha değerli değildir’ diyen Haniyye’nin oğlu da aynı şekilde ‘Benim babamın kanı Filistinlilerin kanından önemli değildir’ diyerek bütün dünyaya meydan okumuştur.

Şehitler ölümsüzdür. Haniye’nin şehadetinden sonra Doha’da yapılan cenaze törenine Türkiye en üst düzeyde katılan ülke oldu.

Uluslararası Adalet Divanının açtığı davayla birlikte inanıyoruz ki Filistin için yeni dönemin başlangıcıdır. Netanyahu ve çetesinin yargılanacağı günler yakın.

Filistin meselesi bizim için milli bir davadır, Filistin Hazreti Ömer’in bize bir mirasıdır, Filistin orayı haçlılardan alan Selahaddin Eyyubi’nin bize mirasıdır.

Filistin meselesi bizim için milli bir davadır. Bu mirasa hayatımızın sonuna kadar sahip çıkacağız. Filistin davasının başarıya ulaştığını inşallah göreceğiz. Bugün buradaki bu toplantımız tarihi bir oturumdur.”

Filistin Devleti Mahmud Abbas’ın konuşmasından satır başları ise şöyle:

“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye parlamentosunun saygıdeğer milletvekilleri, kardeş Türk halkı Allah’ın selamı üzerinize olsun. Sizlere mübarek Filistin’den, Kudüs’ten geliyorum.

Sizlere, büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla gelmiş bulunmaktayım. 1948’den bu yana büyük felaketi yaşamış halkımın mesajıyla geliyorum.

Halkım uluslararası adaletten yoksun olarak toprağına, vatanına, kutsallarına ve değişmez milli haklarına sarılarak işgalci İsrail’in suçlarına karşı büyük bir mücadele yürütmektedir. Allah’ın bir gün bu milli mücadelemizi zafer ve özgürlükle taclandıracağına ve uzun zamandan beri devam eden bu belanın son bulacağına inanmaktadır.

Konuşmama on binlerce şehidimize rahmetle söze başlamak istiyorum. İsrail’in saldırıları, cinayetleri ve soykırım suçu nedeniyle Gazze’de, Batı Şeria’da ve Kudüs’te şehit olanları anarak başlamak istiyorum.

Bunların en sonuncusu da lider İsmail Heniyye’ye karşı işlenen suç olmuştur. Şimdi sizleri çok değerli kardeşlerim İsmail Heniyye’nin ve Filistinli şehitlerin ruhlarına fatiha okumaya davet ediyorum.

Bu Meclis çatısı altında toplanan tüm milletvekillerini halkımızın adil davasını savunduğunuz için selamlıyorum. Biliyorum ki bu konu bütün ilginizin odağında yer almaktadır ve bu mecliste bun8unla ilgili tartışmalar yürütmüş bulunmaktasınız.

Filistin halkına karşı işlenen tarihi adaletsizliğe, katliamlarına, savaş suçlarına ve soykırıma karşı sizler bu Filistinlilerin yanında yer almaktasınız.

Allah aşkına soruyorum her gün İsrail işgal devletinin Gazze’de bulunan özellikle de bir kaç gün önce yüzden fazla şehidin verildiği okul katliamı da olmak üzere her gün sığınma kamplarına gerçekleştirilen katliamlara uluslararası toplum nasıl sessiz kalabiliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz. Cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kendisini kutluyoruz. Öte yandan İsrail’in halkımıza, topraklarımıza ve kutsal mekanımıza karşı işlediği suçları reddeden ve kınayan Türkiye’nin tüm siyasi partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını tutumlarından dolayı kutluyorum.

Yine samimi duyguları ve asil duruşu ile Filistin halkını ve haklı davasını destekleyen kardeş Türk halkına teşekkür ediyorum. Halkımız Filistin ve Kudüs için şehit olan Türk halkını unutması mümkün değildir. Özel olarak da Türkiye’nin İsrail’in Gazze’deki soykırımı karşısında Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanı’na dahil olma kararını da kutluyorum. 

İsrail ile ticareti durdurması, 10 milyar dolarlık ticareti Türkiye Filistin halkına destek için durdurdu. Filistin davası Türkiye’de bir ana mesele haline gelmiştir. Bu Türk halkının ve Türk halkının ahlakının ve politikasının bir göstergesidir.

İsrail’in Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’te yürüttüğü soykırımın asıl amacı vatan topraklarımızdan Filistin varlığını söküp atmak ve Filistinlileri bir kez daha tehir ettirmektir. 1948’de ve 1967’de olduğu gibi aynı trajediyi tekrar yaşatmak istiyorlar.

Ne yaparlarsa yapsınlar bu asla gerçekleşmeyecektir. Halkımız toprağına, kutsallarına, vatanına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun oradaki gaspçıları, işgalcileri oradan defedecektir. 7 Ekim’den bugüne 40 bin Filistinli kadın, çocuk şehit edildi. On bin kayıp var, 80 bin yaralı var.

Batı Şeria’da da 10 bin şehit var. Ancak buna rağmen bizler dik durmaya devam edeceğiz ve topraklarımızdan ayrılmayacağız. Bu bağlamda Mısır ve Ürdün’ün tutumlarını takdirle karşılıyoruz. Bu tutumlar bizimle tamamen örtüşmektedir ve tüm platformlarda destekliyoruz.

Geçmişte de söyledik yarın da söylemeye devam edeceğiz. Gazze, Filistin Devleti’nin ayrılmaz bir parçasıdır. Gazze’de bir başka devlet kurulamaz ve Gazze’siz bir Filistin devleti de olamaz. Halkımız kırmayacak ve teslim olmayacaktır. Bizler Gazze’yi tekrar imarını gerçekleştireceğiz.

Şu an yüzde 70’inden fazlası yıkılsa da yapacağız. Gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletimizi inşa etmek için yapacağız. Bu ne pahasına olursa olsun.

Ancak katiller ve savaş suçlularına gelince işledikleri suçlardan dolayı kurtulamayacaklar. Bu işledikleri suçlar da zaman aşımı ile düşmez. Bunlar şüphesiz hesaba çekileceklerdir.

Bizler burada uluslararası kuruluşlarla işbirliğine devam edeceğiz. Halkımız 100 yılı aşkın devam eden destansı direnişi ile Filistin’i savunmakla kalmıyor aynı zamanda tüm bölgeye egemen olmak isteyen yayılmacı ve sömürgeci siyonist harekete karşı Arapları ve İslam ümmetini savunmak adına ön saflarda yer almaktadır. Onlara müsaade etmeyeceğiz.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki Kudüs bizde de olduğu gibi sizlerin de kalbinde tarih boyunca özel bir yere sahiptir. Kudüs-ü Şerif konusunda hiçbir şekilde ödün vermemiz mümkün değildir. Osmanlılar da bunu söylüyordu bugüne kadar da devam ediyorsunuz söylüyorsunuz.

Evet Kudüs’ün kalplerinizdeki konumunu ve Türk halkının kalbindeki konumunu biliyoruz. Aynı şekilde ve yüz milyonlarca insanın da kalbinde Kudüs-ü Şerif aynı konuma sahiptir. Peygamber efendimizin İsra gecesini yaşadığı tacın mücevheridir. Hazreti İsa’nın doğup göğe yükseldiği yerdir.

Sizin ve bizim için kırmızı çizgimizdir. Filistin toprağının bir zerresi ve bir taşını gözden çıkaran ne bizdendir ne de sizdendir. Burası bizlere dinin ve tarihin emanetidir.

Vereceğimiz bedel ne olursa olsun ne kadar komplo yaparlarsa yapsınlar yani kutsal yerlerin tarihi yapısını değiştirmeye yönelik ne yaparlarsa yapsınlar ki, en sonuncusu iki yıl iki gün önce oldu biliyorsunuz işgal hükümeti kalkıp Mescid-i Aksa’ya girdiler.

Orası bizim camimizdir. Oranın kiliseleri bizim kiliselerimizdir. Herkes bunu duysun işitsin Gazze Şeridi Batı Şeria ve Doğu Kudüs bağımsız Filistin devletini oluşturan tek bir meşru hükümet tarafından yönetilen coğrafi bütünün adıdır. Yani uluslararası meşruiyet tarafından belirlenen tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır.

Bu gerçekleşmezse hiçbir şekilde istikrar sükunet kalkınma yapılmaz. Maalesef bu olmazsa olmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da sizler özgürsünüz. Eğer bu yapılmazsa işte bu şiddet sarmalı devam edecektir.

Barış ve güvenliğe giden yol Filistin’den başlar ve Filistin’le biter. Bu bağlamda İsrail’in barbar saldırısına karşı mücadelemiz tüm dünya kıtalarında adaletsizliğe karşı duran insanları da harekete geçirmiştir. İnsanlar yüksek sesle İsrail’i ve yıkım güçlerini kınamaktadırlar. Orada işledikleri soykırımları da kınamaktadırlar. 

Gazze’nin altaypısının üçte ikisinden fazlası yıkıldı. Filistin halkı evsiz, yurtsuz bırakıldı. Buna rağmen Amerika Birleşik Devletleri tam üç kez veto hakkını kullanmıştır.

Tüm dünyanın İsrail saldırılarına dur dediği bir zamanda ABD, Birleşmiş Milletler Konseyi’nde veto hakkını kullandı.

Maalesef Amerika bir felakettir. Ve Amerika felaketi devam ediyor.

Askeri değil siyasi yöntemler barışı getirebilir. İsrail’n kısmi çözümlere yönelmesi doğru değildir. Gazze bütün toprakarıyla bizimdir, Batı Şeria ve Doğu Kudüs gibi. Topraklarımızı bir karış dahi olsa parçalayan hiçbir çözüme eyvallah demiyoruz.

Önümüzde bir çözüm kalmadı. Ben Filistin liderliğindeki bütün kardeşlerime birlikte Gazze’ye gitme kararı aldım.

Sınır tanımayan düşmanlığa karşı birlikteyiz. Bizim hayatımız Gazze’deki bir çocuğun hayatından daha değerli değildir. Ya zafer ya şehadet.

Filistin Devleti’nin tanınması için çalışmaya devam edeceğiz. BM nezdinde tanınmak istiyoruz.

İşgal bitinceye kadar yolumuza devam edeceğiz. Avrupa ülkeleri artık Filistin’i tanıyor. Amerika’yı, Filistin Devleti’ni tanımaya mecbur bırakana kadar çalışmaya devam edeceğiz.

Bağımsızlık ve özgürlüğü er ya da geç kazancağız. İşgal sona erecektir. Filistin özgür ve ebedi kalacaktır. Hep birlikte hürriyete, devlete ve Kudüs’e doğru. Yaşasın Filistin Türkiye kardeşliği.”

Hibya Haber Ajansı

haber-ikizdere.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu